ıllılı.ıl.lı.. www.RadyoStarTurk.Com..ıl.lı.ıllıl
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

ıllılı.ıl.lı.. www.RadyoStarTurk.Com..ıl.lı.ıllıl

..:: SOHBETE GIRMEK ICIN TIKLAYIN ::..
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ...Hicret...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
crazy_and_alone_wolf

crazy_and_alone_wolf


Erkek
Mesaj Sayısı : 20
Yaş : 34
Nerden : niğde
İş/Hobiler : ogrenci
Kayıt tarihi : 24/01/09

...Hicret... Empty
MesajKonu: ...Hicret...   ...Hicret... Icon_minitimeCuma Ocak 30, 2009 2:50 pm

Müslümanlığa karşı olan Mekkeliler, her türlü baskıyla, Muhammed’i davasından vazgeçiremeyince ve Mekke dışında, yani Medine’de müslümanların giderek kuvvetlendiğini görünce; durumun kendileri için tehlike yaratacağı düşüncesiyle, o zaman Kabe’ye yakın bir yerde bulunan Daru’n-Nedve dedikleri meclislerinde toplanarak meseleyi görüşmeye başladılar.

Görüşler, İslam denen hareketin hızla büyüdüğü ve Muhammed’in bu çalışmalarını durdurmak gerektiği merkezinde birleşiyordu; putperestlik tehlikeye girmişti ve İslam, Mekke’nin düzenini bozabilecek güçteydi. Mekke’nin ileri gelenleri bu kararı alınca, nasıl hareket edecekleri ve hangi yöntemleri uygulayacakları konusunda görüşmeye başladılar. İlk önce şu görüş ortaya atıldı: “Muhammed’i prangaya vurup hapsedelim!” Bu kabul edilmeyince: “Onu memleketimizden sürgün edelim; ne hali varsa görsün!” denildi. Bu görüş de kabul edimeyince, İslam'ı sevmeyen ve onu çok tehlikeli bulan Ebu Cehil: “Benim görüşüme göre, onu öldürmekten başka çaremiz yoktur. Bunun için de, her kabileden birer genç seçelim. Her birine de birer keskin kılıç verelim. Bunların hepsi birden, kararlaştırdığımız yer ve zamanda Muhammed’i pusuya düşürerek öldürsünler; biz de ondan kurtulalım! Böyle olursa, onun kan davası bütün kabilelere düşeceğinden ve ailesi olan Benu Abdi Menaf, herkese savaş açamayacağından, diyete razı olurlar, biz de diyetlerini veririz!” dedi. Bu görüş kabul edildi.

O gece suikastçiler, Muhammed’in evini sararak, onu öldürmek için uyumasını beklediler. İslam inancına göre, Allah, onların oyununu Peygamber’e bildirdi ve Ali, Muhammed'in yerine geçti. Suikastçiler yorgani açıp yatakta Ali´yi görünce cok sasirdilar ve durumu üslerine anlatmak üzere gittiler. Muhammed, evden çıkarak Ebu Bekir’in evine gitmiş ve hicret için geldiğini söylemistir, Ebu Bekir sevinçten ağlamaya başladı. Ebu Bekir’in evinde bir süre oturduktan sonra beraberce, Mekke’nin güneybatısında bulunan Medine´ye hareket ettiler.

Mekkeliler, Muhammed hicret edecek olursa, bir kısımı İslam’ı kabul etmiş olan Medine’ye gideceğini biliyorlardı. Muhammed, bunu düşünerek, kuzeydeki Medine yoluna değil, Mekke’nin güneybatısına düşen Sevr dağına hareket etti.

Muhammed, Ebu Bekir ile Sevr mağarasında üç gün geçirdi. Mağaraya önce Ebu Bekir girmiş ve içinde akrep, yılan gibi zehirli hayvanların olup olmadığını yoklamıştı. Bu kontrolden sonra Peygamber içeri girdi.

Muhammed’in hicret ettiğini öğrenen Mekke Hükümeti, her tarafa asker seferber etmiş, onları bulup getirene yüz deve ödül vadetmişti. Hükümet askerleri ve Ebu Cehil her tarafta Peygamber ve sadık arkadaşı Ebu Bekir’i arıyordu. Nihayet askerler Ebu Bekir’in evine gelince Ebu Bekir’in kızı Esma, onlara Ebu Bekir ve Muhammed’in nerede oldukları konusunda bir şey söylemedi. Bunun üzerine Ebu Cehil, Esma’ya şiddetli bir tokat attı.

Bu sırada Mekkeliler, her tarafta Muhammed’i arıyordu. Hatta becerikli bir iz sürücüsü, Mekke askerlerini Sevr mağarasına kadar getirmişti. Ancak bu sırada bir mucize olmuş bir örümcek mağaranın ağzına ağ örmüş ve bir güvercinde yuvasini magra girisine kurmustu.Askerler mağaranın yanına gelince, Ebu Bekir endişenmeye başladı. Muhammed, onu teselli ediyordu: “Tasalanma, Allah bizimle beraberdir.” Bu sırada askerler, mağara girişindeki örümcek ağını ve güvercin yuvasını görünce içeride kimse olamayacağını düşünerek geri döndüler.

Muhammed ve Ebu Bekir 20 Eylül 622’de, Medine yakınlarındaki Kuba’ya ulaştılar. Muhammed, tekbir ve ilahilerle karşılandı; Kuba’ya varır varmaz Kuba Mescidi’ni inşa ettirdi. Burada Külsüm bin Hedm’e konuk oldu. Muhammed, on gün dinlendikten sonra, yanında bulunan ashabı ile beraber Medine’ye hareket etti. Bu sırada Ali de Kuba’ya vardı.

Muhammed Medine de Hamza basta olmak üzere tüm Medinelilerce bekleniyordu.Peygamber göründüğünde bir mucize olmus ve Medine halkinin daha önce hiç bilmediği ve duymadığı bir ilahi (Taleal Bedru)ile karşılanmıştır. Muhammed Medine’de, Beni Salim mahallesinde Cuma Namazı'nı kıldı ve ilk hutbesini verdi. Medine’de Ebu Eyyub el-Ensari’nin konuğu oldu. Medine´ye girdiğinde halk Peygamberlerinin kendi evlerinde kalması konusunda tartışınca iki cihan Peygamberi bir öneri sundu "devesinin ilk çökecegi yere evinin yapilmasi" ve halk bunu kabul etti.Devesinin ilk çöktüğü yere bir Mescid ve kendi ailesinin kalması için mescide bitişik odalar yaptılar.Mescidin bir yanına da barınaksız kişilerin kalabilmeleri için “Suffe”adı verilen bir yer yapıldı. Aynı zamanda islam dünyasının ilk yatılı okulu sayılan bu yurtta kalanlara “Ashabu's-Suffe” denildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
...Hicret...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ıllılı.ıl.lı.. www.RadyoStarTurk.Com..ıl.lı.ıllıl :: ı|ı|ı RadyostarTurk ı|ı|ı Dinimiz islam :: Dinimiz islamiyet :: Peygamber Efendimiz-
Buraya geçin: